30 Nisan 2016 Cumartesi

Yabancı- Öznur Yıldırım

Tanıtım


Kitabın adı: Yabancı-Şahmeran
Yazarın adı: Öznur Yıldırım
Yayınevi: Pegasus
Baskı: 1. Baskı Mart 2016
Alınan tarih: 21 Nisan 2016
Sayfa: 600
Seri sırası: 1
Fiyatı: 32,50₺
Puanım: 5/10


Arka kapak:


Sen cennetin varlığından gurur duy, ben cehennemi istiyorum.
 
Yağan kar şiddetini gitgide artırıyor, koyu renk saçlarıma tutunan kar tanelerinin sayısı çoğalıyordu. Konuşmadı, konuşmadım. Sessizlik... Aramızda her daim geçerli olan bir alfabeydi sessizlik. Ben de bu alfabeye bir kez daha boyun eğdim ve uzun, titreyen parmaklarımı avuçlarımın içine bastırdım. Elimi yanıma indirdiğimde avuçlarımda eriyen kar yere damladı...
Rengi, kan rengiydi.
Rengi, kaybın rengiydi.
Rengi, bir cinayetin rengiydi.





Yorumum:

Merhaba arkadaşlar..
Sanırım Yabancı'yı okumayan, duymayan, şanını şöhretini bilmeyen yoktur. Kitap daha çıkmadam birkaç gün önce başlayan dm yazıları aldım. Kitabı alacak mısın? Hemen mi alacaksın? Ne zaman alacaksın? Kitap çıktıktan sonra ise Okuyacak mısın? Neden hala almadın? Sence nasıl? Okumalı mıyım? türü bir çok mesaj aldım ve verdiğim cevap şu oldu: "hediye gelmezse ya da uygun fiyata bulmazsam almayacağım. Tarzım değil ve almam gereken başka öncelikli pegasuslarım var" demiştim.

İnstagram sayfamı takip edenler kitabı net bir dille para verip almayacağımı biliyordu. Evet sonuçta kitabı aldım. Sadece 3₺ kargo ücreti ödeyerek sahip olduğum için kitap hediye sayılır. Bu nedenle artık kitaplığımda ve bende yorumuyla karşınızdayım:
................………….................................

Öncelikle kitaptaki karakterleri ciddi anlamda sevmedim. Hal ve davranışları, tavırları, konuşma üslupları cidden çok iticiydi.
Kitap ciddi anlamda Becca Fitzpatrick'in Siyah Buz kitabını anımsattı bana. Bazı olaylar, karakterlerin arasında geçenler nedense Siyah Buz'u anımsamama neden oldu..

Ayrıca baş karakter Doğa'nın ruh hali beni çok gerdi okurken. 

Özlem adında cok sevdiğim bir arkadaşım Erasmusla yurtdışına gitmek istiyordu ve her seferinde vazgeçerdi. Sonunda sordum yani derdin ne kızım! Bana dedi ki; " Ya Günnur görmüyo musun şu yabancı dizileri. Hiçbirinde güneş yok. Sürekli kasvetli ve karanlık bir ortam sürekli melankolik bir durum. Ben gelemem öyle şeylere sıkılırım ben. Sanki yabancı ülkelere güneş doğmuyor gibi!"

Şimdi bunu neden anlattım? Umarım hissettiklerimi anlatabilmişimdir. Doğa'nın hal ve tavırları, ruh hali.. tamamen güneşsiz bir gökyüzü gibi. Kapalı. Hissiz. Mutsuz. Üç çocukla ortada kalmış 18 yaşında bir kız sanki! Hayatım sillesini yemiş gibi! Bunca kitap okudum bu kadar karanlık bir psikolojiye sahip bir kız okumadım yani! Hayat enerjisini emmişler. İçini boşaltmışlar kızın! İnanın beni çok gerdi bu durum. Yani 600 sayfa boyunca bu psikolojideki bir karakteri okumak paha biçilemez derecede beni de depresyona soktu. Güneş doğmayacakmış gibi hissediyorum! Tamam yani ailevi sorunlar yaşamış okey ama bunu yaşayan binlerce kişi var. Ayrıca hangimizin ailevi sorunu yok kı!

Ediz'i Doğa'ya oranla daha çok sevdim. Ama yaptıkları, tavırları hareketleri.. hele o belaltı hakaretleri.. nefret edilesi bir durum. Sert görünümünün arkasında yaşayan yakışıklı ve yufka kalbi hiç ilgi çekici değil ki! Sen onca laf et sonra seni sevmemi bekle! Dimi Doğacım! Beklemeyeceksin dimi seni sevmesini! Ediz'in ağzı cok bozuk cidden. Sokak ağzı konuşmalarını hiç sevmedim. Çok açık olan bu dil hoş değil! Bu kitap bir Wattpad kitabı ve malesef ki her yaşın okuyabileceği bir platform. Yazarın 97'li olduğunu da düşünerek, okuma kitlesinin biraz daha düşük yaş grupları da olduğunu düşünüyorum ve küçük yaştaki kişilerin bu kadar terbiyeden yoksun laçka  dildeki kullanımları okumalarını, öğrenmelerini istemiyorum! Zaten herşeyi yeteri kadar tv ekranlarından öğreniyorlar. En azından bir kitaba basılıp da sonsuza kadar kalıcı olması iyi değil bunun. Diziler bugün var yarın yok ama kitaplar öyle değil! Christian Greyvari konuşmalar erotik romans adı altında satılınca yetişkinlere yönelik olunca daha güzel oluyor.. Malesef ki bu romanın arkasında o ibareyi göremedim ve aileler bunu genç çocuklarına alıp bazı şeyleri daha net okumalarını istemezler bence! Yani, bir kitapta bu tarz konuşmaların olması ne derece doğru ben emin değilim açıkçası..

Kitap ince puntolarına rağmen cok akıcı. Fakat ciddi anlamda kitapta kurgu eksiklikleri var. Gerçeklik eksikliği de cabası. Yani bu kadar şeyi yapacaksın bu kadar insan içine kaçırdığın kızı sokacaksın ve kimse farketmeyecek! Çok çelişkili satırlar okudum cidden. Ediz'in Grey çakması halleri.. Emir vermeler, ukalalıkları.. sayamayacağım çok şey rahatsızlık verici.. Kendini erkek olduğu için üstün görme çabaları ve birçok iğrenç söylemi.. Okurken beni çok sinirlendirdi.

Anlayacağınız kitabı sevmedim. Kurgu yok yani. Ne diyeceğimi bilmiyorum. Ada, kitapçıda çalışan, içine kapanık bir kız. Karanlık bir ruh hali içinde. Doğa'nın babası ve abisi polis. Abisi Atalay'ın görevini yaparken birisini öldürmesinden sonra işler değişiyor. Ediz, ödürülen adamın oğlu. İntikam yemini etmiş. Babasının haksız yere öldürüldüğünü ve suçlu olmadığını kanıtlamak istiyor. İntikamını almak istiyor. Babası bir abukat ve ona karşı yapılan bazı oyunlar var. Ediz intikamını almak için Doğa'yı kaçırıyor ve hikaye başlıyor.. Bu kitaba polisiye diyenler, sanırım ciddi olarak polisiye okumamışlar bence. Kitaptaki tek şey polislerin aslında beceriksiz olduğunu göstermek olmuş. İki kişiyi yakalamaktan acizler resmen kitaba göre. Bir liseye kaydoluyorlar orada günler geçiriyorlar. Sınavlara bile giriyorlar ama polisler onları orada bile bulamıyor. Nasıl oluyor da bu kadar rahatça gezip tozup hareket ediyorlar! Birkaç olayla heyecan katılmaya çalışılmış ama malesef ki olmamış. Polis teşkilatının birbirinden haberi yok heralde diğer ilçelere haber vermemişler mi! Bana çok mantıksız geldi. Kurgu çok hatalı ve eksikti. Ediz'in "asarım keserim ben Ediz Çağıran'ım ulan!" tavırları hiç bir tadı olmayan satırları okumama sebep oldu. Bu kadar övülen bu kadar sevilen bu kitabı ben sevmedim arkadaşlar. Hiç sevmedim. Tamam yazarı tebrik ediyorum güzel betimlemeleri vardı. Okurken bazıları ciddi anlamda çok beğendim ama! Yeterlı değil bu! Betimleme yapılacaksa denemeler yazsın hikayeler yazsın. 600 sayfalık bir kitabı okurken malesef ki "wooowwww kurgu olmamış ama betimlemelere beş yıldız veriyorum" diyemedim. Kitap lise düzeyinfeki gençlerin okuyup sevebileceği bir kitap fakat bazı konuşma tarzları ve çirkin üslup, bence kitabı onların da okumaması gerektirdiğini düşündürttü bana.

Yazara ve emeğine saygım sonsuz, bunu herkes başarıp ta Pegasus gibi büyük bir yayınevinden asla kitap çıkaramazdı! Bu büyük bir başarı ama.. kitabı sevemedim ve ciddi anlamda hiç beğenmedim. Tüm objektif düşüncelerimle bunları yazıyorum. Kitapla ilgili yorumlara dahi bakmadım çünkü herkesin aşık olduğu bir kitap ama buram buram aşk kokan bu kitabı ben sevmedim.. Yazarın başarısını görmezşikten gelemem. Küçük yasına rağmen buraya kadar gelmek, bu kadar çok satan bir kitap yazmak büyük başarı ama.. Çok satmak bence önemli değil.. Ayrıca (sözüm Öznur için değil) her yazı yazan ve kitap çıkaran ya da kitap çıkarmaya çalışan "yazar" sıfatını almamalı! Bence yazar olmak herkesin harcı olmamalı diyorum..


Çok üzgünüm ama geçer not veremeyeceğim..

Devam kitabı çıkınca onu da alıp okurum muhtemelen. İkinci kitabı çıkana kadar sevgilerle..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder