26 Ocak 2017 Perşembe

Theo'ya Mektuplar

Kitabın adı: Theo'ya Mektuplar
Yazarın adı: Vincent Van Gogh
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Baskı: 12. Baskı, Nisan 2016
Alınan tarih: 20 Ocak 2017
Fiyatı: 16₺ 
Puanım: 10/10

Arka kapak:

Vincent Van Gogh’un on yedi yıl boyunca, intiharından iki gün önceye dek kardeşi Theo’ya yazdığı mektuplar, sanatçının Auvers-Sur Oise’da noktalanan yaşamından ve yaratım sürecinden bir kesiti sunuyor.
“Geçmişi düşündüğümde -hemen hemen yenilmez zorluklarla dolu olan geleceği düşündüğümde, sevmediğim ve kaytarmak istediğim, ya da tabiatımın kötü yanının kaytarmak istediği onca güç çalışmayı düşündüğümde; bana dönük, hep bana bakan gözleri düşündüğümde- başaramazsam suçun nerede, kimde olduğunu bilecekler, bana ufak tefek serzenişlerde bulunmayacaklar, ama doğru ve erdemli olan -saf altından olan- her konuda denenmiş ve eğitilmiş olduklarından, yalnızca yüzlerindeki anlam neler diyecek bana: Sana yardımcı olduk, sana ışık verdik elimizden gelen her şeyi yaptık senin için, gerçekten dürüst bir çaba gösterdin mi? Hak ettiğimiz karşılık nerede?”




Yorumum;

Öyle sanat sever birisi değilimdir. Öyle resimden de anlamam müzikten de... Kitap okumayı severim o ayrı..

Vincent Van Gogh, elbette her ne kadar sanattan anlamasam da her zaman ismini duyduğum bir sanatçıydı. Sonrasında Doctor Who izlerken, Van Gogh ile ilgili bir kaç bölüm izleyince de merakım iyiden iyiye artmıştı. Sonrasında yayınevlerinin çıkardığı bir kaç kitabı da görünce alıp okumam istedim. Kendisinin hayatını çok merak ediyorum. Kendisini vurup intihar eden bu adamı biraz tanımak istedim. Bu kitap, erkek kardeşi Theo ile yaptığı mektuplaşmaların toplamı. Kendini vurana kadar da devam eden bu mektuplaşmaları okumak büyük bir keyif verirken bir yandan da gözlerimin yaşlarla dolmasına ve "neden neden neden hayatına son verdin?" diye haykırmama sebep oldu.


Kitabı bu kadar sevmemdeki en büyük etken, sanırım Vincent'in o harika mektuplarındaki o harika anlatımı oldu. Okurken içim hep kıpır kıpırdı. Kardeşinyle olan diyalogları çok içtendi. Kardeşine bazen bir resim gönderiyor bazen bir poster... Bazen bir kitap hakkındaki yorumlarını okuyorsunuz bazen de ailevi durumlarını..

Şimdi herkesin elinde telefonlar var değil mi? Saniyeler içerisinde en uzaktaki arkadaşımızı eşimizi dostumuzu arayıp görüşebiliyoruz hatta görüntülü bile görüşebiliyoruz. Ama o zamanlar öyle miydi? Belki de haftalarca, aylarca mektup bekleyip üzerine cevap yazmak ne kadar da heyecanlı ve mutluluk vericiydi kim bilir. Bu mektuplaşma olayını maalesef ki çok fazla tadabilmiş birisi değilim ama olsun... nasıl olduğunu az çok hissedebiliyorum ve bu da kalbimi heyecanlandırmaya yetiyor...

Kitapta sıkça Vincent'in İncil'den alıntılarına da yer verilmiş. "Tanrı'ya Emanet Ol" cümleleriyle bitiyor çoğu zaan mektuplarını. İnançlı bir insan olduğunu net şekilde anlayabiliyoruz. Zaten aile geçmişinde dindar insanlara rastlamak mümkün. 

Vincent'in bizler göre şuan muhteşem görünen bu hayat, aslında onun için travmalarla dolu. Bunu mektuplarındaki çalkantılı satırlardan da anlayabiliyorsunuz. Van Gogh'un sara hastası olmasından dolayı da farklı bir beyin yapısı olduğunu düşünüyorlar. Aşırı dindarlığını da bazı bilim adamları hastalığına bağlıyorlar. İncil yazmaya çalışmış, hatta kilise papazlarıyla bile kavga etmiş. Bu tür dindar olaylara çok aşırı bağlı bir karakter ve bu durum onun hayatını gittikçe zorlu bir hale sokuyor.. Hastalığı ve psikolojik durumu kötüleşmeye başlayınca Vincent kulağını kesiyor ve bu durum tam olarak nasıl olmuş soru işareti. Aile hayatındaki ruhsal rahatsızlıklara bakılınca Van Gogh'un bu acı sona yürümesi pek olanaksız değilmiş maalesef. Bu güzel sanatçıyı beyninin ona oynadığı oyunlar yüzünden kaybetmek ne acı!

Seninle tanışmak büyük bir zevkti Vincent!! Sanatın emin ellerde!




Vincent Van Gogh Hayatı;


Vincent Van Gogh, 30 Mart 1853 tarihinde, Hollanda’nın güneyindeki Brabant bölgesinde, Groot-Zundert köyünde dünyaya geldi. Ailesinde bankacı, büyük tüccar, tablo satıcısı gibi zengin kişilerin bulunmasına rağmen babası bir köy papazıydı.

12 yaşında iken komşu kasabanın okuluna gönderilen Vincent, kafasının her şeyi gayet yavaş kavraması yüzünden eğitim ve öğrenim işini yüzüstü bıraktı. Babası onu 16 yaşındayken, önce La Haye’deki, sonra Brüksel’deki «Goupil» galerilerine resim satış memuru olarak yerleştirdi. 1873’te, Goupil Galerisi’nin Londra şubesine atandı. Burada kiracı olarak kaldığı evin kızı Ursula Loyer ile, 1875’te evlenmek istedi. Teklifinin reddedilmesi üzerine ilk ruhi bunalımını geçirdi. Londra’dan kaçtı, Goupil Galerisi’nin Paris şubesine geçti. Fakat burada da barınamadı. Müşterilerle, kurum yöneticileriyle anlaşmazlıklar çıkarıyordu. İşinden ayrılıp evine döndü.

Ne yapmak istediğini bilmiyordu, işsiz güçsüz avare avare dolaşıyor bu arada resim galeri ve müzelerini dolaşıyor, resimler yapıyordu. Çeşitli memleketleri dolaştı. Lisan öğretmenliği rahip yardımcılığı, kitap satıcılığı yaptı; ilahiyat dersleri aldı. Madenlerde papazlık yaptı, sefalet içinde yüzdü. Van Gogh’un Borinage madenlerindeki işçilere yardım için çırpınışı, katlandığı mahrumiyetler, karşılaştığı güçlükler kendisine hem deli, hem veli şöhretini kazandırdı. Köylüler ve maden işçileri ona çağdaş bir İsa gözüyle bakıyorlardı. Kendisi hasta, fakirdi ve sadakayla yaşıyordu. Kardeşi Theo buraya gelip ölmek üzere olan Van Gogh’u kurtardı, Brüksel’e götürdü. Ama, ruhi dengesi büsbütün bozulmuş, harap olmuştu. Korkunç gerçeklerle teması, Tanrı inancını kaybettirmişti.

Brüksel’de ressam Ridden van Rappart ile tanıştı; ondan dersler aldı, anatomi ve perspektif öğrendi. Theo, onun resim kabiliyetini sezmişti, paraca yardım ediyordu.

Etten Şehri’ne yerleşmiş olan ailesinin yanına dönünce Kate adındaki dul kuzenine aşık oldu. Kadın, Van Gogh’un evlenme teklifini reddetti. 1883’e kadar La Haye’de kaldı. Akrabası olan ünlü ressam Mauve’dan resim dersleri aldı. İlk yağlı boya resimlerini 1881-1883’te yaptı. Bir süre Christine adında bir fahişe ile yaşadı. Sonra ailesinin yanına döndü komşularından Margot Begemann adında bir kadınla sevişmeye başladı. Ailesi evlenmelerine razı olmayınca Margot intihara teşebbüs etti. Bu olay Van Gogh’un hayatını büsbütün altüst etti.

Babası 1885’te ölünce, kardeşi Theo’nun da etkisiyle 1886’da Paris’e gitti. Pariste yaşayan kardeşi Theo, onu evine aldı, barındırdı, baktı. Eline her türlü resim malzemesini verdi. Vincent Van Gogh, Ressam Cormon’un atölyesine yazıldı. Burada Toulouse – Lautrec ile empresyonist ressamlarla tanıştı. İçinde, bir türlü dile getiremediği coşkun bir insanlık sevgisi, sonsuz bir merhamet hissi vardı ki, bunları kelimelerin yardımı olmadan boyalarla anlatmak zorundaydı. PissarroDegasSeuratSignac ve Gauguin‘le Tamborin Barı’nda ve tablocu Baba Tanguy’nin dükkanında tanıştı. Bir ara «Noktacı-Pointillist» resim tekniğini benimsedi. Paris’te kaldığı bir yıl içinde 200’den fazla resim yapmıştı. 1888’de, Lautrec‘in aklına uyarak, güney Fransa’da, daima güneşli ve yazın çok sıcak olan Arles Kasabası’na gitti. Akdeniz’in laciverdi onu büyüledi. Gauguin, ona misafir geldi.

Van Gogh resmi o kadar seviyordu ki, boyayı tüpten doğruca tuval üzerine sıkıyor, parmağıyla eziyordu. Bazen hırsını alamıyor, boya yiyor; yemeklere renk versin diye boya katıyordu!

Yaz sıcaklarında, tarlalarda güneş altında çalışmak sinirlerini büsbütün harap etti. 1890’da bir gece (23 Aralık), küstah tavırlar takınan Gauguin‘in gırtlağını ustura ile kesmeye kalkıştı. Bereket, Gauguin güçlü kuvvetli bir ressamdı. Van Gogh hırsını alamayınca kızdı kendi kulağını kesti ve şehrin genelevinde tanıdığı bir kıza götürüp verdi.

Gauguin kaçmıştı. Theo Paris’ten geldi. Van Gogh’u iki hafta için hastaneye yatırdılar. Burada hayaller görmeye başladı. Arles’de hayatının en güzel 200 tablosunu yapmıştı. Kendi isteği üzerine Arles yakınlarındaki Saint-Remy akıl hastanesine girdi. Bir süre sonra başka bir akıl hastanesine yatırıldı.

1890’da, «Mercure de France» Dergisinde, hakkında yazılan ilk yazı yayınlandı. «Kırmızı Üzüm Bağı» adlı tablosu da, hayatta iken satılan ilk ve son tablosu oldu. Van Gogh hastaneden çıkıp Paris’e, Theo’nun evine gitti. 1890 yılının 27 Temmuz günü, Auvers’te, tarlalarda resim yaparken, daha önce tedarik ettiği tabancasını çekti, göğsü ile karnı arasına ateş etti. Kardeşi Theo yetişti. İki gün daha yaşadı ve 29 Temmuz 1890’da öldü. Bir yıl sonra, kardeşi Theo da öldü. Auvers’te yanyana gömüldüler.

Van Gogh, ölümünden 10 yıl sonra ortaya çıkacak «Fauve» ressamlarına hareket noktası olmuş «ekspresyonistler»i etkilemiş; kendinden önceki dönemlerin, çok sağlam sanılan geleneklerini bir hamlede yıkmıştır. Renkçilikte ve «itibari» boya kullanmakta, hürriyeti sonsuza kadar götürmüştü. Resimde «konu»nun önemi olmadığını, herhangi bir konunun sanat gücünü ifadeye neden olabileceğini ispat etti. «Çizgi halindeki tuşlar» ile çalışması da resim sanatına getirdiği yeniliklerdendir. Sanat gücü, denge hissinde ve ifadesindesiydi. Ölümünden sonra, Paris’te «Bağımsız Sanatçılar» sergisinde eserleri teşhir edildi ve bir anda meşhur oldu. 37 yıllık ömrünün son 3-4 yılında yaptığı tablolar ile resim dünyasının ölmezleri arasına girdi.

Not:

Bu bilgileri aşağıdaki siteden kopyaladım...

http://www.ressamlar.gen.tr/vincent-van-gogh-kimdir-hayati-biyografisi/


21 Ocak 2017 Cumartesi

BKM Kitap Sitesi Alışverişim

Selamlar herkese. Bir site keşfettim bir kaç ay önce. Sizlerle de paylaşmak istedim. Çünkü bu tarz sorular çok alıyorum ve buradan direk yazmak istedim..

Ben genel olarak Kitapyurdu'ndan alışveriş yapan birisiydim ama sürekli sürekli hasarlı kargolar gelince ve iadeleriyle uğraşmak beni bunaltınca, kendime yeni bir site arayışına girdim. Bir kaç arkadaşımda da görünce bende BKM KİTAP sitesini denemek istedim...

Gerçekten mennun kaldığım iki alışveriş yaptım..


İlk alışverişimi geçen ay yaptım. Bu güzel kitapları aldım. Sitenin kullanımı çok kolay.  Alacaklarınızı sepete atıp onaylamanız yeterli. Üstelik 39₺ üzeri kargo bedava. Bu benim için çok iyi. Çünkü bazı sitelerde bu ücret 75₺ ve bu ücreti her seferinde doldurmak zor oluyor. Mesela ben siparişlerimi az az alıyorum ama ay içinde bir kaç alışveriş yapıyorum. Bu da her seferinde 75₺ sipariş limiti doldurmayı zorlaştırırken 39₺ yi doldurmak gayet kolay oluyor.

39₺ altındaki alışverişlerde kargo ücreti 4,5₺..

Sitede kredi kartı ile alışverişlerde taksit seçenekleri de çok güzel. 3-6-9 taksite kadar peşin fiyatına taksit imkanı var ve bu kitapkurtları için şahane bir olay..

Buna ek olarak bazıları kredi kartı kullanmadığı için "kapıda ödeme" varmı diyor. Evet arkadaşlar kapıda ödeme var ve kapıda ödeme yapmak istiyorsanız 4,5₺ karşılığında kapıda ödeme imkanına da sahipsiniz.

Değişiklik olur mu bilmiyorum ama siteden aldığım kitaplar MNG KARGO ile geldi.

Siteden alışveriş yapınca yaşayacağınız tek sorun kargo takip kodu. Kargolandıktan sonra siteden kargonuzu bakıyorsanız pek bir olay göremezsiniz. Ertesi gün ise kargo kapınıza gelmiş olursa şaşırmayın. Kargo takip kodu olayını da hallederler bence. Ama halletmeseler de sorun olacağını sanmıyorum. Kargolandı yazısını gördükten sonra bir kaç gün içerisinde kargonuzu bekleyin..

Siparişi verdikten sonra bir hafta içerisinde geldi benim kargolarım. Çok fazla beklemedim.

Hasarlı ürün geldi mi derseniz "gelmedi" derim. İlk siparişimde yani yukarıdaki siparişimde ufak hasarlar vardı ama genel olarak hafif kırışıklıktı bunlar ve taşıma esnasında oldukları belliydi. Bu ay ki yani aşağıdaki resimdeki kitaplarımda ise hiç hasar yoktu...

Sanırım söyleyeceklerim bu kadar. Aklıma gelenler bunlar. Yine bir şeyler yazmam gerekirse sizlerle paylaşırım:) Keyifli okumalar dilerim herkese:)


1 Ocak 2017 Pazar

Aralık 2016 Okuma Listesi

Yılın son ayı geldi çattı.. Blogumu yıl başında falan açmıştım. Neredeyse bir yıl olacak.. Bakalım bu yılı kaç kitapla bitireceğim:)

1. 1 Aralık - Oysa Aşk (On8 Kitap)
2. 3 Aralık - Karga Kız (Pegasus)
3. 9 Aralık - Bitlerimi Geri Verin (Günışığı Kitaplığı)
4. 11 Aralık - Macbeth (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları)
5. 12 Aralık - Kuklacı (Fantastik Kitap)
6. 14 Aralık - Şişmanlayamayan Sumocu (Doğan Kitap)
7. 14 Aralık - Yolpalas Cinayeti (Can)
8. 16 Aralık - Orijin (Pegasus)
9.  17 Aralık - Ermişin Bahçesi ( İş Bankası)
10. 17 Aralık - Babaya Mektup (İş Bankası)
11. 18 Aralık - Virüs Kodu (Pegasus)
12. 19 Aralık - Lüzumsuz Adam (Yapı Kredi)
13. 20 Aralık - Karabasan (Pegasus)
14. 21 Aralık - İyi Kalpli Erendira (Can)
15. 22 Aralık - Şeytan Tüyü (Ephesus)
16. 24 Aralık - Oyunbozan (Pegasus)
17. 25 Aralık - Şeker Portakalı (Can)
18. 28 Aralık - Hücre7 (Genç Destek)
19. 31 Aralık - Vezir (Ephesus)

2016 böylece bitti....
246 kitap ile bitti...
Yarım bıraktığım bir kaç kitabı listeme dahi eklemediğim için aslında bu sayı biraz daha fazla ama olsun... 2017 hepimiz için çok güzel olsun... Amin...




Bugün yılın son günü.. 2017'ye bir adım kaldı. Hepimiz için mutlu bir yıl, güzel bir ömür diliyorum.. ölümler olmasın. İnsanlar ağlamasın.. hepimiz mutlu olalım🙏🏻