31 Ağustos 2016 Çarşamba

Ağustos 2016 Okuma Listesi

Selamlar arkadaşlar,
Sizlerle Ağustos ayı listemi paylaşmak istiyorum..


34 kitap okudum...

1. 2 Ağustos - Meczup (Türkiye İş Bankası Yayınları)
2. 3 Ağustos - Program (Pegasus)
3. 4 Ağustos - Gezgin (Türkiye İş Bankası Yayınları)
4. 5 Ağustos - Yakıcı Sır (Türkiye İş Bankası Yayınları)
5. 5 Ağustos - İntihar Dükkanı (Sel)
6. 8 Ağustos - Köpek Kalbi (Türkiye İş Bankası Yayınları)
7. 8 Ağustos - Olağanüstü Bir Gece (Türkiye İş Bankası Yayınları)
8. 9 Ağustos - İntihar (Sel)
9. 9 Ağustos - Mürebbiye (Türkiye İş Bankası Yayınları)
10. 10 Ağustos - Tutsak (Pegasus)
11. 13 Ağustos - Kitap Evi (Sel)
12. 14 Ağustos - Hakkari'de Bir Mevsim ( Sel)
13. 14 Ağustos - Son Oyun (Pegasus)
14. 15 Ağustos - Yaşlı Adam Ve Deniz (Bilgi)
15. 15 Ağustos - Yangın Merdiveni (Şule)
16. 15 Ağustos - Kimse (Sel)
17. 16 Ağustos- Tek Kanatlı Bir Kuş ( Yapı Kredi)
18. 16 Ağustos - Feniçka (Türkiye İş Bankası)
19. 16 Ağustos - Sandık Lekesi (Metis)
20. 17 Ağustos - Kitaplar ve Sigaralar (Sel)
21. 17 Ağustos - Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz (Sel)
22. 18 Ağustos - Acı Çikolata (Can)
23. 19 Ağustos - Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı (Sel)
24. 19 Ağustos - Tandem (Pegasus)
25. 20 Ağustos - Var Mısın Yok Musun (On8)
26. 21 Ağustos - Buraya Kadarmış (On8)
27. 21 Ağustos - JJ Kim? (On8)
28. 22 Ağustos - Panik (Pegasus)
29. 24 Ağustos - Kırmızı Defter (Can)
30. 24 Ağustos - Kırmızı Zaman (Yapı Kredi)
31. 25 Ağustos - Yabancı (Can)
32. 27 Ağustos - Tom Sawyer'in Maceraları (Türkiye İş Bankası Yayınları)
33. 28 Ağustos - Suçlu (On8)
34. 30 Ağustos - Koku (Can)



19 Ağustos 2016 Cuma

Tandem-Anna Jarzab

Tanıtım


Kitabın adı: Tandem
Orjinal adı: Tandem
Yazarın adı: Anna Jarzab
Yayınevi: Pegasus
Baskı: 1. Baskı Temmuz 2016
Alınan tarih: 1 Ağustos 2016
Seri adı: Çoklu Dünyalar Serisi
Seri sırası: 1. Kitap 
Fiyatı: 29.90₺
Sayfa: 432
Puanım: 8.7/10



Arka kapak:

16 Sasha Lawson’ın tek bildiği hayat, küçük ve sıradandır. Çocukluğunda, büyükbabasının anlattığı, tıpkı onun gibi görünen kızların farklı hayatlar yaşadığı paralel dünya hikâyelerine bayılmıştır. Ancak böyle dünyaların gerçek olduğuna asla inanmamıştır. Tabii, kendini o dünyalardan birinde bulana kadar…
 
Bu paralel evrende bir savaşı önlemek için, benzerinin, yani evlendirilmeden önce ortadan kaybolan bir prensesin hayatını yaşamalıdır. Sasha herkesi kandırmayı başarırsa evine dönecek, başarısız olursa bu kızın hayatında sonsuza kadar kapana kısılacaktır. Zaman hızla tükenirken, kendini iki dünya, iki hayat ve aşkı için mücadele eden iki genç adam arasında bulur;  biri onun sırrını bilmekte, diğeriyse onun başka biri olduğunu sanmaktadır.
 
Çoklu Dünyalar serisinin ilk kitabı Tandem, kimsenin ve hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı paralel evrenlerde geçen, sürükleyici ve destansı bir hikâye.
                                    
“Paralel evrenler, seksi kötü ikizler ve nefes kesici maceralarla dolu, büyüleyici bir dünya. 
Eğlenceli olduğu kadar bağımlılık yapıcı!” 
MARIE LU, New York Times çoksatanı Efsane üçlemesinin yazarı
 
“Zekice ve heyecan verici… Her sayfası bir keyif. Sasha’nın romantik ve macera dolu hikâyesine bayıldım. Devamını sabırsızlıkla bekliyorum!” 
ALLY CONDIE, New York Times çoksatan yazarı
 
“Jarzab, paralel dünya konseptinde başarılı ve keyifle okunan bir öykü kaleme almış.”
Kirkus Reviews
“Jarzab okurlarından cazip ve güven verici bir sözle ayrılıyor: ‘Son değil; sadece başlangıç.’”
Booklist




Yorumum:

Seri kitapları her zaman sevmişimdir. İstisnai seriler hariç tüm serilerim favorilerim arasındadır.. Seri kitapları sevmemdeki en temel nedenlerden birisi de, devamlarının gelmesi ve devamları geldiği için de bir grup insan tarafından sevilmiş olmasıdır. Sevilme potansiyeli yüksek kitaplar benim için seri kitaplar.. Bu nedenle de büyük bir beklentiyle başladım bu kitaba ve kitabı çok sevdim. Zaten böyle farklı kurgulu kitapları seviyorum ayrıca kitap çoklı evrenlerle alakalı ve evren denilince aklıma gelen ilk seri şüphesiz ki favori serilerimden olan Telepati Serisi.. Doctor Who hayranı biri olduğumu da es geçmemem lazım..
Tüm bunları sevdiğime göre bu kitabı da sevmemem olanaksızdı ve tabiki de bu kitabın devamını buram buram beklemeye başladım. Kitap, daha çıkalı bir ay olmadı ve ben ikincisini nasıl bekleyeceğim aklım şaştı:(

Kitapta bazı klasik olgular vardı ama bunlara alıştım artık. Çoğu kitabın ana teması olmak zorundalarmış gibi bize onları empoze ettiler resmen. Bkz 16 yaş.. Valla bu duruma illet olmuyo değilim. Bkz bir grup isyancı ve bunlara karşı çıkanlar..

Neyse ben yorumuma geçeyim kendime geleyim en iyisi..

16 yaşındaki Sasha. Liseli kızımızın sakin bir hayatı var ve okul ev arası normal bir yaşamı. Dedesi ile yaşıyor. Annesi ve babası ölmüş. Dedesi onu çok seviyor ce bir fizikçi. Adam bildiğiniz fizikçi. Hani şu korkulu rüyamız olan fizik. Hee işte tam olarak ondan:) Bu ayrıntı kafama takıldı çünkü fizikten nefret eden birisiyim...

Dedesinin paralel evrenlerle ilgili hikayelerini çok seven Sasha, bunların gerçek olmadığının da farkında.

Mezuniyet balosuna okulun en yakışıklı ve asla bana bakmaz dediği bir oğlan tarafından davet ediliyor ve onunla beraber baloya gidiyor. Fakat olaylar Sasha'nın asla hayal edemeyedeği bir noktaya varıyor..

Gözlerini açtığında kendisini tamamen farklı bir evrende ve tehlikenin göbeğinde buluyor. Bu evrende bir prensesin yerine geçmek zorunda ve bunu yapması için sadece 6 günü var!

Kitabın ilk yarısından sonra artık Sasha'nın rol yapma bölümleri geldi ve ben o bölümleri okurken biraz da olsa sıkıldım. O bölümleri daha aksiyonlu daha hareketli bekliyordum. Kitap bu konuda biraz uzatılmış geldi bana..



18 Ağustos 2016 Perşembe

Acı Çikolata-Laura Esquivel

Tanıtım


Kitabın adı: Acı Çikolata
Orjinal adı: 
Yazarın adı: Laura Esquivel
Yayınevi: Can
Sayfa: 224
Baskı: 1. Sürüm Ocak 2014
Özellik: E- kitap
Puanım: 9.5/10


Arka kapak:


Çok beğenseler de, yemek için can atsalar da genellikle insanlar çok açgözlü görünmemek ve son lokmayı diğerlerine bırakmış olmak düşüncesiyle tabaktaki son biberi almaya cesaret edemezlerdi. Böylece, içinde narın serinliğini, acitrón’un tadını, biberin acısını, cevizin yararlarını, akla gelmeyecek pek çok lezzeti barındıran bu harika biber el sürülmeden servis tabağında kalırdı. Aşkın tüm sırlarını içinde saklayan bu güzelim ceviz soslu biber dolmasına, görgü kurallarına uymak adına, kimse elini uzatmazdı.

Acı Çikolata’da Meksika Devrimi sırasında De la Garza ailesinin en küçük kızı Tita’nın mis gibi kokular yükselen mutfağına konuk olur okur. Tita’nın elinden çıkan geleneksel Meksika yemeklerinin sırrı onun kendi duygularında saklıdır, çünkü herkes bilir ki yemeklerinin tadı ve etkisi, mutfaktakinin ruh haline göre değişir!
Meksikalı yazar Laura Esquivel’in ülkesinin değerlerini, törelerini ve tarihini büyülü bir anlatımla ele aldığı Acı Çikolata, geleneğe başkaldıran evrensel kadın kimliğine de özgün bir yorum getiriyor.


Yorumum:


Selamlar,
E-kitaplara karşı önyargılı olan ben, tamamen haksız olduğumu farkettim. E-kitap okumak, özellikle de e-kitaplar için özel tasarlanan tabletlerden okumak şahane bir olay. Kesinlikle göz yormuyor ve kitap okumakla arasında pek bir fark yok. Tamam kitabın kokusu, dokusu, hissedilişi aynı değil ama, bunca kitap okuyan ve kitaplarına yer bulmakta zorlanan insanlar için bu çok güzel bir olay. Ayrıca ben köye geleli bir ayı geçti ve şarjım hala yüzde 77'ye inebildi. Şahane bir şarj tutma olayı var. Ahhh keşke telefonlarımız da böyle olsa:(

Şimdi yorumuma geçeyim..

Kitaba bayıldım. Okuduğum hem en eğlenceli hem de en derim duygulara sahip olan bir kitaptı. Eğlenirken öğrendim. Öğrenirken üzüldüm ve sevindim.. Çok güzel bir kitaptı benim adıma. İyiki önerileri dinleyip kitabı kütüphaneme kazandırmışım..

Tita, Meksika devrimi(hakkında bilgim hiç yok arkadaşlar) sırasında yaşayan bir ailenin en küçük kızı. Neşeli, becerikli, meraklı bir kız. Annesi, ahh o annesi.. Tam bir eski kafalı denilecek türden birisi. Sinir bozucu bir karakter. Kızcağızın başına resmen bela gibi. Ailenin geleneklerine göre; en küçük kız, annesi ölmeden önce evlenemez. Ona ölene kadar bakmak zorunda..

Anne karakteri, tam olarak kuralcı. Yani kuralcı derken cidden kuralcı bir kadın. Manyal gibi.. Mesela, Tita en güzel elbiseyi dikiyor. Herkesten güzel dikiyor ama teyellemeden diktiği için o elbiseyi geri sökmesi için annesi onu uyarıyor. Kurallar açık. Ne kadar güzel olursa olsun teyellenecek işte o kadar!! Bu sadece bir örnekti. Kadın kural manyağı..

Kitaptaki her bölüm bir ayı temsil ediyor ve her ayın yani bölümün başında da bir yemek yada pasta tarifi var..

Tita'nın sevdiği adamın ona yakın olabilmek için yaptığı hamle Tita'nın hayatında bir dönüm noktası gibi. Gaddar ve düşüncesiz bir annenin bir aileyi getirebileceği en acımasız, en duygusuz noktalardan birisi bu.. Yemin ediyorum kitabı okurken kadını boğmal istedim. Ben bu kadar geri zekalı bir mahluk görmedim okumadım. Sinir tepeme çıktı..

Kitap benim yaşam tarzıma, düşüncelerime ve hislerime tamamen ters bir kitaptı. Kitapta tamamen ahlaki bir çöküş vardı ve bunu görmek, bunu okumak korkunçtu. Yabancı kültürler daha o dönemlerde böyleyse, şuan bunca sapkınlık olması aslında çokta şaşılacak bir durum değil!

Kitapta anlatılan olayların vardığı nokta, Aşkı Memnu'yu anımsattı bana. Yasak olan şeylerin insana her zaman cazip gelmesi ve o korkunç son. İnsan kendi mezarınu kendi kazıyor..

Kitabın ismine de değinmek istiyorum. Acı Çikolata.. Acı ve tatlı. Güzel ve çirkin.. Zıt kutupların birbirini çekmesi gibi.. Zıtlıklar aslında bütünler değil mi? Acı Çikolata.. Bitter tadında.. Bir yanda tatlı yersiniz ama ağzınızda bıraktığı o acı hissi.. Hayat gibi değil mi!

Bence bu kitabı okuyun. Ben bayıldım kitaba. Çok beğendim.. Bu kadarını da tahmin etmemiştim.. Şahaneydi..

15 Ağustos 2016 Pazartesi

Yaşlı Adam Ve Deniz- Ernest Hemingway

Tanıtım


Kitabın adı: Yaşlı Adam ve Deniz
Orjinal adı: The Old Man and The Sea
Yazarın adı: Ernest Hemingway
Yayınevi: Bilgi Yayınevi
Sayfa: 60
Baskı: Nisan 2015
Özellik: E-kitap
Puanım: 8.5/10


Arka kapak:


Yaşlı bir Kübalı balıkçının açık denizde Gulf Stream’e kapılmış olarak dev bir kılıçbalığıyla olan can yakıcı mücadelesi son derece sade ve kuvvetli kelimelerle anlatılıyor. Bu hikâyesiyle Hemingway, yenilgiye karşı cesaret, kayba karşı şahsi başarı temasını kendine has modern üslubuyla yeni baştan heykelleştirmiştir.


Yorumum:


Kitabı çok beğendim. Aslında başlardaki hızı yoktu ortalarından sonra biraz daha yavaşladı ama bu sevgimi eksiltmedi.
Kitap isminden de anlaşılacağı gibi yaşlı bir adam ve deniz sevgisini anlatıyor. Balıkçılık yapan bu adamın hikayesini okumak çok keyifliydi. Adamın yardımcısı olan çocukla olan diyaloglarını okumak daha da keyifliydi. Sanırım ihtiyar, denize açıldıktan sonra çocuğun yanında olmaması kitabı biraz daha gözümde sakinleştirdi. Çocuğun anlatımı, saflığı.. ihtiyara olan inancı çok güzeldi. İhtiyarın da çocuğa olan sevgisi ve ona öğretme, eğitme isteği da çok güzeldi. Ben kitabı çok sevdim. Bence bu kısa kitabı alın okuyun. Ben e-kitap olarak okudum. Çok memnun kaldım. Yazarın Çanlar Kimin İçin Çalıyor adlı kitabını da okuyacağım..
Şimdi gideyim de başka bir kitap daha okuyayım. Bu güzel kitabı yarılamıştım bugün de kalan yarısını okudum. Bugün birkaç yorum daha girmeyi planlıyorum☺️


8 Ağustos 2016 Pazartesi

Tutsak-Erin Bowman

Tanıtım


Kitabın adı: Tutsak
Orjinal adı: Taken
Yazarın adı: Erin Bowman
Yayınevi: Pegasus
Baskı: 1. Baskı Temmuz 2016
Alınan tarih: 1 Ağustos 2016
Sayfa: 352
Seri numarası: 1
Seri adı: Tutsak
Puanım: 7/10


Arka kapak:


Duvarı aştıktan sonra, geri dönmek imkânsız.  
 
On sekizine basan her erkeğin ortadan kaybolduğu, duvarlarla çevrelenmiş bir kasaba…
 
Claysoot’ta hiç yetişkin erkek yoktur çünkü on sekizine gelen her genç erkek doğum gününün gece yarısında ortadan kaybolur. Zemin sallanır, rüzgâr uğuldar, kör edici bir ışık saçılır… ve on sekiz yaşındaki erkek yok olup gider.
Kasaba halkı buna Yükselme demektedir. 
On sekizine basmasına yalnızca birkaç ay kalan Gray Weathersby kaderiyle yüzleşmeye hazırdır; ta ki annesinden kalan bir notu bulup çocukluğundan beri kabul ettiği her şeyi sorgulamaya başlayana dek: Konsey liderleri ile bariz sırlarını. Yükselme’nin kendisini. 
Ve Claysoot’un etrafını saran Duvar’ın ardında ne olduğunu. 
Gray’in kaçmak için tek şansı Duvar’a tırmanmaktır. Kimsenin ötesine geçip de hayatta kalamadığı Duvar’a…
 
 
“Baştan sona macera dolu bir yolculuk. Bu kitabı bir oturuşta okurken heyecandan birkaç tırnağımı kemirmiş olabilirim. Devamı gelsin, lütfen!”
Marie Lu, Efsane serisinin yazarı
 
Merak uyandırıcı bir serüven. Okurlar sıradaki kitabı hevesle bekleyecek.”
Kirkus Reviews
 
“Hareket dolu, duygu yüklü, bol sürprizli bir macera.”
Booklist
 
“Distopya hayranlarını cezp edecek, çarpıcı bir kitap.”
 School Library Journal
“Bu sürükleyici çıkış romanı bulmacalarla okurunun merakını canlı tutan ve sonunda daha fazlasını istemelerini 
sağlayan hızlı bir serüven.”
Shelf Awareness




Yorumum:


Selamlar arkadaşlar,
Malum köydeyim. Burada kitap okumak, yorumlamak hele ki fındık ayında o kadar zor ki! Ama olsun ben bilgisayar, dizi, film, televizyondan uzak durarak kitaplarıma zaman ayırıyorum ve bundan çok memnunum.. Sizde bol bol okuyabilmek için televizyondan uzak durarak bunu başarabilirsiniz..

Kitap, Tutsak serisinin ilk kitabı. Kitabı genel hatlarıyla sevdim. Evet, yer yer eksik kalan yanları oldu gözümde. Mesela bazı olayları tam olarak kafamda oturtamadım. Yan karakterlerle aramda büyük sorunlar oldu. Karakterin isimlerini dahi hatırlayamadım. Neden bilmiyorum ama okurken sürekli geriye dönüp karakter kimdi diye baktım. Bunu bazı kitaplarda yaşıyorum. Nedenini bilemiyorum bende..

Kitap genel olarak güzeldi. Sıkılmadan daralmadan okudum. Zaten akıcı olması, özellikle Pegasus Yayınları'nın kitaplarının akıcı olması herkesin dikkatini çeken bir unsur. Bu ne kaynaklı bilmiyorum ama çevirmenlerin büyük katkısı olduğu belli:)


Kitapta; 18 yasına giren her erkek, tam olarak 18 oldukları gece aniden ortadan kayboluyorlar. İnsanlar buna başta alışamıyor. Korkuyorlar, anlamıyorlar ama sonunda belli bir yaşa gelen her erkeğin bunu yaşadığımı görüyorlar ve bu duruma gittikçe alışıyorlar..

Distopyalardaki bu robotlaşmış ve her şeye tamam diyen, kabullenen insan topluluklarını sevmiyorum. Evet birisi çıkıyor ve buna bir dur demek istiyor. İnsanları uyandırmak istiyor. Klasikleşmiş bazı olgular oluyor distopyalarda ve ben bunu pek sevemiyorum..

Gray, abisinin Yükselme'yi yaşadığını da görünce iyice yalnız kalıyor ve duvarlardan geçip en azından arkadasımda ne olduğunu anlamak için bir şeyler yapmak istiyor.

Arkadaşı Emma, ki şu kitapta okurken en gereksiz bulduğum ana karakterdi. Yani yazar sanki, erkek karakterin yanınabir kız yazmalıyım oda Emma olsun. Ara sıra gelip gitsin olaylar şenlensin. Kafamda bir şeyler tıkandığında öne Emma'yı sürerim diye düşünerek onu yazmış gibi hissettim. Emma'yı hiç sevemedim. Okuduğum zorlama bir karakterdi bence..

Ayrıca şu duvar olayı da çok klişeydi. Fakat sonrasında yaşananları okumak hoşuma gitti. Kitap ikinci bölümden sonra açıldı ve merak uyandıran bir hal aldı.

Yükselme'nin arkasındaki sırları çözmek, duvarın olayını öğrenmek.. Hayatının ve kendisinin sırlarını öğrenmek ise Gray için artık dönüşü olmayan bir yola girmek gibiydi.. Bakalım ikinci kitapta neler olacak.. Kitap bittikten sonra ikinci kitabı çok merak ettim. Bomba gibi geleceğine inanıyorum.. Bakalım neler olacak:)



3 Ağustos 2016 Çarşamba

Program-Suzanne Young

Tanıtım


Kitabın adı: Program
Orjinal adı: The Program
Yazarın adı: Suzanne Young
Yayınevi: Pegasus
Baskı: 1. Baskı Haziran 2016
Alınan tarih: 20 Temmuz 2016
Seri sırası: 1
Sayfa: 400
Fiyatı: 29.90₺
Puanım: 8.8/10


Arka Kapak:


HASTALIK: İNTİHARLA SONUÇLANAN PSİKOLOJİK SALGIN
TEDAVİ: SİLİNEN ANILAR
Sloane kimsenin gözü önünde ağlamaması gerektiğini bilir; özellikle de intihar salgını tüm ülkeye yayılmışken ve böylesi bir tepki onun tek tedavi olan Program’a yollanmasına sebep olabilecekken. Sloane Program’dan dönen herkesin boş bir sayfaya dönüştüğünün farkındadır. Çünkü depresyonlarıyla birlikte anıları da gitmiştir.
Sürekli gözlenen duygularını gizlemek için elinden geleni yapan Sloane sadece James’le beraberken kendisi olabilmektedir. James ikisini de güvende ve Program’dan uzak tutmaya söz vermiştir, Sloane ise aşklarının her şeye dayanabileceğini düşünmektedir. Ama birbirlerine verdikleri sözlere rağmen gerçeği saklamak gittikçe zorlaşır; ikisi de günden güne zayıflamakta, depresyon sinsice ilerlemektedir.
VE PROGRAM PEŞLERİNDEDİR.




Yorumum:

Selamlar herkese,
Bu aralar bloguma fazla yorum giremiyorum. Birincisi hava o kadar sıcakki! Üşeniyorum. İkincisi okuduğum kitaplar kısa kitaplardı ve yorumlarını instagramdan kopyala yapıştır yapmak istemiyorum. Böyle yapanlar beni rahatsız ediyor. Ayrı yorumlar hazırlayıp giriyorum. Bu nedenle de köyde olduğum ve fındık topladığım için ayrı üşeniyorum.. 

Uzun zaman sonra yeni yorum ile karşınızdayım. Program, bir serinin ilk kitabı. Bence çok güzeldi ve kesinlikle serinin ilk kitabı için çok çok iyiydi. Devamını ciddi anlamda merak ediyorum. Hatta çıldırıyorum..

Bir anda ortaya bir hastalık yayılıyor. Bir salgın 17 yaşlarındaki gençlerin sebepsizce ve aniden hayatlarına son vermesiyle başlıyor ve bu durum o kadar yayılıyor ki! Gençler kendilerini anlayamadan ölümün eşiğinde buluyorlar.. Tek tedavi ise, intihar sevisesibe gelen gençlerin "program" adlı tesis tarzı bir yerde hafızalarının silinmesi ve hayata yeniden başlamalarıdır..

Sloane ve James. Program'a gitmemek için ellerinden geleni yapmaya hazırlar. Fakat git gide dönülmez bir yola girdiklerinin de farkındalar. Okudukları okulda sıkı denetimde olan bu yaştaki çocuklar, 18 yaşlarına girince programdan ayrılabilirler. Fakat sorun şu ki 18 yaşına gelene kadar başlarından neler geçecek? 18lerini görebilecekler mi?

James'in tavırlarını çok sevdim. Sloane, kitabın arka kapağında çok suratsız bir kız ama kitapta bana daha sevimli daha sıcak ve daha gerçekçi geldi. Kitaptaki ana karakterlerin hepsini çok sevdim cidden. Yazar vermesi gereken duyguları çok güzel vermişti. En azından ben almam gereken hisleri çok güzel aldım. James ve Sloane, birbirlerine programı yeneceklerine ve ona katılmayacaklarına dair söz verseler de bu hiçte kolay olmuyor.

Kitabın ikinci bölümünü cidde çok beğendim. Bence şahaneydi. Sloane'in kendinden emin duruşu, çabaları.. şu bazı kitaplarda okuduğumuz saf kızlar gibi değildi ve bu durum çok hoşuma gitti. Cesur ve korkusuz, kendinden emin bir duruşu var. Bunu okumak, onu cidden gözümde çok yüceltti. Keyif almama sebep oldu..

Kitabın sonunu dehşet içinde okudum. O kadar iyi bitti ki! Ahhh devamı hemen çıksa keşke:( Çok beğendim kitabı gerçekten çok beğendim. Okuyup beğenmeyen var mı bilmiyorum ama ben çok beğendim! Serinin devamını merakla bekliyorum!!