23 Nisan 2016 Cumartesi

Ay Düşerken- Nadia Hashimi

Tanıtım


Kitabın adı: Ay Düşerken 
Orjinal adı: When The Moon is Low
Yazarın adı: Nadia Hashimi
Yayınevi: Lemur
Baskı: 1. Baskı, Nisan 2016
Alınan tarih: 20 Nisan 2016
Sayfa: 24₺
Fiyatı: 336
Puanım: 8.5/10


Arka kapak:

Nadia Hashimi, Afganistan’daki küçük bir ailenin dramatik hikâyesini anlatırken günümüz dünyasının en önemli sorunlarından birine ışık tutuyor.
- Khaled Hosseini-
Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş kitaplarının yazarı.
 
Tek hayalleri vardı: Mutlu, huzur ve barış içinde yaşayacakları bir ülke... Kendi ülkelerinde bulamadıklarını yabancı bir ülkede bulabilmek için tehlikeli bir yolculuğa çıktılar.
 
Mahmood’un, ilkokul öğretmeni Fereiba’ya duyduğu aşk bütün aşklardan daha büyüktü. Ne var ki, eğitimli, işleri güçleri olan, huzur içinde bir hayat yaşayan bu insanların mutlu dünyaları, ülke savaşa girip, Taliban yönetimi ele geçirince yok olmuştu.

Mühendis Mahmood, Taliban rejiminin hedefi haline geldi ve öldürüldü. Üç çocuğuyla Kâbil’den kaçmak zorunda kalan Fereiba’nın hayatta kalmak için tek umudu vardı: Avrupa’ya geçmenin bir yolunu bulmalı ve İngiltere’deki kız kardeşine ulaşmalıydı. Sahte belgeler ve yolda karşılaştıkları karanlık adamların yardımıyla gecenin karanlığında İran’a geçtiler. Bitkinlerdi, kalpleri kırıktı ama yenilmemişlerdi. Türkiye üzerinden Yunanistan’a kadar kaçtılar. Ancak kalabalık bir çarşının ortasında kaderleri tersine döndü ve ergen yaştaki oğlu Saleem aileden ayrı düştü.

Çok zor bir karar vermek zorunda kalan Fereiba, iki çocuğuyla yola devam ederken Saleem, Avrupa başkentlerinin sokaklarında sürünen kaçak mültecilerin arasına, yeraltı dünyasına düştü. Avrupa’nın bir yanında Fereiba, bir yanında Saleem, yeniden kavuşmaya ve kuracakları yeni hayat için bir yer bulmaya çalışıyorlardı.




Yorumum:

Öncelikle, "Kabuğunu Kıran İnci" kadar beni etkiledi kitap. O kitabın da devam kitabının geleceğini biliyorum. Bence bunun da devamı gelecek. Kesin gelecek. Gelmeli!! Gelmeli yani!! Devamı olmalı bu kitabın!!

Fereiba'nın hayatını okumak beni çok heyecanlandırdı. Yaşadığı tüm koşullara ve özgürlük arayışına rağmen yine de umudunu ve mutluluğunu kaybetmemesi hoşuma gitti. Ya insan zora girince mi bu kadar güçleniyor bilmiyorum ama benim başıma gelse acaba ne yapardım bilmiyorum.

Üç çocuğuyla yollara düşen Fereiba'nın oğlu Saleem mültecilerin arasına düşüyor ve ailesinden bambaşka bir yerlere sürüklenmiş buluyor kendini.

Kitapta bolca Türk isimleri okuyoruz. Çünkü, barış huzur ve mutluluk arayan ailenin yolu Türkiye'ye de düşüyor. Kendini kitaba bu yüzden daha da yakın hissettim.

Kitabın sonu tamamen bir devam kitabı varmış gibi bitti. Bakalım devamı gelir mi? Bence gelmeli. Merakla bekliyorum:) Bu kitabı okuyun derim.. Bu yazarı okuyun derim..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder