2 Kasım 2015 Pazartesi

Kırmızı Pazartesi- Gabriel Garcia Marquez

1982 Nobel Edebiyat Ödülü almış bir roman. 
Bu kitabı alırken önce yayınevi ilgimi çekti. Sonra da yazarı..
Suan duygularımı toparlayıp yorum yazabilmek için çabalıyorum. Okuduğum en farklı cinayet romanlarından biriydi...
Santiago Nasar öldürülecek. Üstelik bu cinayetin işleneceğini tüm kasaba biliyor. Okurken sinirimin tepeme çıktığı ve kitabı yere fırlatmak istediğim ilk kitap sanırım. Yani sinirim bozulduğu çok kitap vardı ama bu fırlatma dürtüsü ilk defa bu kitapta beni sardı. Off off.

Kitapta işlenen bu cinayet malesef ki bir namus cinayeti. Bekaretini kaybetmiş olan Angela Vicorio'nun bu durumu ortaya çıkınca, kızın ikiz kardeşleri Santiago' yu öldürmeyi planlıyorlar. 
Beni kızdıran durum, cinayet değil.. Cinayetin işlenişi ve bir ölü bedene yapılan zulümler.. Ya resmen bir kasaba düşünün. Adamın öldürüleceği herkesin dilinde ama kimsenin ağzını bıcak açmıyor. Kimse gidip Santiago'yu uyarmıyor. Olayın herkes farkında ve kimse sesini cıkarmıyor. Bazıları ölmesi gerektiğine içten içe hak veriyor. Çok rahatsız ediciydi okuduğum detaylar. Bir insan ölüyor ve artık ceset oluyor tamam. Ama o ceseti daha da beter hallere sokmak nedir bilemiyorum. 
Zaten ölüm şekli ve yaşadığı olaylar bile rahatsız ediciydi. Kimsenin olaya karışmaması ciddi anlamda üzdü beni. 
Cinayet işlendikten yıllar geçtiğinde bile insanlar Nasar'ın suçlu olmadığını düşünmeye başladılar. Ama iş iştem geçtikten sonra bu neyi değiştirir di ki?! Çok siniriliyim. Bu kitabı mutlaka okuyun derim ben. Okuduğum en farklı kitaplardan biriydi. Başlarda çok sıkıldım 10 sayfa falan. Ama sonrasında kişileri tanıyınca ve olaylara girince işin seyri değişti. İşte bir yazar böyle yazar oluyor ve böyle yıllarca okunuyor:) şimdilik bu kadar...:) 

Kitabın adı: Kırmızı Pazartesi
Yazarın adı: Gabriel Garcia Marquez
Orjinal adı: Cronica De Una Muerte Anunciada




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder