10 Eylül 2016 Cumartesi

Bir İdam Mahkumunun Son Günü-Victor Hugo

Tanıtım


Kitabın adı: Bir İdam Mahkumunun Son Günü
Yazarın adı: Victor Hugo
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa: 136
Fiyatı: 10₺
Puanım: 9/10

Arka kapak:


Bir İdam Mahkumunun Son Günü, dünya edebiyatının ölümsüzlerinden Victor Hugo'nun (1802-1885) yirmi altı yaşında yazdığı bir gençlik yapıtıdır. Victor Hugo'nun içerik olarak bu romandaki amacı çok yalın, çok açık: İdam cezasının hem trajik, hem de saçma yanını göstermek. Onun büyüklüğünde, onun dehasında bir yazar için böyle bir savı insan ve etik boyutlarıyla sergileyerek kanıtlamak hiç de güç değil. Ama bu romanın büyük önemi başka özelliklerinden kaynaklanıyor. Bu yapıt, birinci tekil kişi ben ile yazılan romanın ilk örneği. Daha önce böyle bir yöntem bilinmiyor. Demek ki bu özelliğiyle bir yol açıcı, bir öncü bu roman. Roman kahramanının da dediği gibi, bir tür zihinsel otopsi olan bu romanda, modern edebiyatın ilk iç monoloğu ile karşılaşıyoruz. Bir İdam Mahk-munun Son Günü, bir yazınsal yenilik olan Samuel Beckett ve Georges Bataille'ı haber veriyor. Bu da romanın bir başka önemli özelliği. Bataille ve Beckett'i tanıdıktan sonra bu romanı daha iyi kavrıyoruz. İdam mahk- munun kendisine ironik bir gözle bir başkası olarak bakışı ise, Victor Hugo'nun Arthur Rimbaud'dan kırk yıl önce `Ben Bir Başkasıdır' düşüncesini yaşamış olduğunu gösteriyor.


Yorumum:


Aslında biteli saatler oldu ama ben ilk defa yorum yazamadım. Çok zorlandım. Duygularımla başa çıkamadım ve şuan debeleniyorum. Klasik kitaplara yorum yazmak ne kadar da zormuş! Ahhh muhteşemdi.. Sefiller'i okumuştum yazarın dilinden. Kısaltılmış eseriydi ve yakın zamanda 5li ciltlerini almayı planlıyorum uzunca hissetmek için...
İdam cezası.. Şuan da gündemimizde olan ve şahsen benim de gelmesini istediğim bir ceza. Tabiki gerçekten hakedenler için.. Bu konu tartışılır bir mevzu elbette.. Fakat, yazar benim gibi birisini bile dumura uğrattı.. İdam cezasının haklı yanlarının olmadıdığını gözler önüne serdi. Peki, şöyle bir sorun var! Her ceza işleyen insan, kahramanımız gibi pişmanlık duyuyor mu? Mesela bu adam normal bir ceza alsaydı. Örneğin bilmem kaç yıl hapis yada müebbet falan.. Neyse.. O zaman da bu şekilde pişman olacak mıydı? Bence hayır! Çünkü yazar son satırlarda keskinlikle bunu belirtmişti bence. Evet, Hugo için idama giden bir adamın duyguları, düşünceleri, hayata bakış açısı ve pişmanlıkları çok net şekilde gözler önüne seriliydi. Fakat ben karakterimizin o son andaki pişmanlığını yersiz buldum. Ölüm korkusunun verdiği pişmanlık.. Son pişmanlık.. Dönüşü olmayan o son viraj..
Aslında kendisini ifade edebilecek haftaları vardı ama, o son anda bunları dile getirmesi çok ironikti..
Bir yandan idama karşı evet ama bir yandan da bence  karşı çıkamadı yazar.. Benim düşüncem tabiki bu yönde.. Yazarın betimlemeleri, anlatımı, sade ve şık tasvirleri muhteşemdi...
İdama giden adamın hücresinde yaşadıklarını okumak, iç hesaplaşmalarına tanık olmak benim için en zoruydu. İnsan en çok kendiyle kaldığında zorlanır ya! İşte bu adamın da en zor anları hücresinde kendisiyle yaşadıklarıydı.. O özgürlüğünün alınmasını ve ölüme çarptırılmayı başlarda haklı görse de sonradan bununla başa çıkmak her şeyden daha zor geliyor..
Son pişmanlık fayda etmez.. Hayatta insanın başına ne geleceği de belli olmaz.. İdam olmalı mı olmamalı mı? Buna birşey diyemem ama idamın hala geçerli olduğu ülkeler de yok değil? Belki gerçekten bazıları sonuna kadar idamı hakediyor.. Ama ben bu kısacık ölümü yeterli bulmuyorum!!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder